İlber Ortaylı, eğitim sistemini yerden yere vurdu: Hiçbir yerde eğitim bu kadar soysuzlaşmış değil
Türkiye'nin dört bir yanından 600'e yakın öğretmen, eğitim fakültesi dekanı ve akademisyenler Boğaziçi Üniversitesi'nde düzenlenen 'Eğitimde Gelecek Konferansı EKG19'da buluştu. Eğitim sistemini sert eleştiren Prof. Dr. İlber Ortaylı, 'Ciddi çöküşün başladığı ve acil el atılmazsa, geleceğin çok karanlık olduğu uyarısını yaptı.' şeklinde konuştu. 'HER TARAFTA ÇÜRÜMÜŞLÜK VAR' Memleketin çok acayip bir yere gittiğini ifade eden Ortaylı, 'Mevcut sistemle maalesef ki tarihi çok eski ve başarılı eğitim süreçlerinden geçmiş bir memleket çok acayip bir yere doğru gidiyor. Mazeret dediğin zaman, 'Efendim her tarafta çürümüşlük var. Ama buradaki gibi değil. El âlemin çöküntüsü de beni çok da alakadar etmiyor. Hiçbir yerde eğitim bu kadar soysuzlaşmış değil. Bunu size açıkça söyleyebilirim.' dedi. 'BÖYLE APTAL TARİH KİTABI GÖRMEDİM' Sözcü'den Sultan Uçar'ın haberine göre; İlber Ortaylı'nın açıklamaları şu şekilde; Müfredat kitaplarını inceliyorum. Tarih kitaplarını açıp bakıyorum. Böyle aptal bir tarih kitabı görmedim. Kim ne derse desin bizim zamanımızda da hatalar olsa bile bugün artık çok ciddi hatalar var. Kitaplarda dünya tarihi yok. Adam buraya Yunanistan tarihi koymamış. Çok küstü Yunanistan'da sana. Sabahtan akşama, feodal Avrupa'yı anlatacağına Bizans'ı anlat. Böylelikle bir tarih dersi vermiş olursun. Birileri de tutturmuş, 'Modern tarih öğretelim. Çok partili tarihe geçişi anlatalım' diyor. Sizin ilk önce imparatorluğun bitişini, Cumhuriyet'in kuruluşunu, o kadroların çıkışı ve dünyada onlara paralel gelişmeleri anlatın. Tarih odur, onun dışına çıkarsan zavallı adamlar görürsün. 'İNSANLAR TÜRKÇE KONUŞMAYI BİLMİYOR' Eğitim sistemimiz bu tarz devam ettiği sürece çok değil yakın zamanda büyük bir çöküntü başlar ki, bence başladı. İnsanlar, Türkçe konuşmayı bilmiyor. Telaffuzları bozuk. Gramer imla yok. Matematik bilmiyor. Türk insanı, yavaş yavaş başka kültürleri anlama kabiliyetini yitiriyor. 'BÖYLE ADAMLARLA ROBOT MOBOT YAPAMAZSIN' Birtakım eğitim kurumlarında hiçbir şekilde ciddi bir eğitim verme merakı yok. Öğrenci üzerinde bazı denenmemiş yöntemleri denemeye kalkıyorlar. Ama şurası bir gerçek ki Türk öğrencisi gramer bilmiyor. Türkçeyi bilmiyor. Türkçenin yanında öğrenmesi gereken başka dili bilmiyor. Müzik bilmiyor, matematiğin esaslarını kavrayamıyor. Coğrafya ve tarihten haberi yok. Böyle bir adamlarla robot mobot yapamazsın. Bu saçmalığın alâsıdır. 'EZBERLETMEDEN ÖĞRETMEK, ÇOCUĞU AŞAR' Benim torunum da İtalyancayı ezberliyor. Ezberletmeden öğretmek, çocuğu aşar. Bunların üzerinde durulmadığı takdirde iş cıvır. Şimdi diyorlar ki 'Efendim biz akıllı robot öğreteceğiz'. Önce, çocuğa aklını bir şekilde kullanmayı öğret robot arkadan gelir. Bu tür şaklabanlıklarla, Türk eğitimi tehlikenin içine giriyor. Bir takım seçkin geçinen öğretim kurumları sanki dışarıya adam kaçırmak için kurulmuş devşirme merkezi gibi çalışıyor. Çok enteresan bir şey. 'EĞİTİMDE HOKKABAZLIĞIN YERİ YOK' Modern matematik öğreteceklerini söylüyorlar. Dünyadaki ilk 500'e girdiği söylenen matematikçi Cahit Arf, 'Modern matematiğin lise müfredatına girmesi benim kabahatim' diye açıkça söyledi. Eğitimde hokkabazlığın yeri yok. Çarpım tablosu ezberletilir. Ezberletmenin yöntemleri var. En basiti çocuğun eline cetvel vurulur. Tanzimat'ta lisan bile şiirle ezberletiliyordu. Müzik… En başta notalar, solfej öğretilir. Önce kendin söylersin. Hiç şüphesiz tarih de önce ezberletilir. Sonra anlatılır. 'HER YERE ÜNİVERSİTE AÇILMAZ, GÖRGÜSÜZLÜĞÜN LÜZUMU YOK' Çocukların sağlıklı bir ortam bulacakları, insanlarla çok sıcak ilişkilere girebilecekleri, tiyatrosu, sineması olan yerlere üniversite açılmalı. 18 yaşında insan gönderiyorsun. Öyle her yere üniversite açılmaz. Görgüsüzlüğün lüzumu yok. Üniversite mi lazım? Peki o zaman İzmir'e 5 tane, İstanbul'a 10 tane, Ankara'ya, Bursa'ya, Eskişehir'e aç. Sefalete vizeye başvuruyorsun. 'ÜÇÜNCÜ BÜYÜK MİLLİ EĞİTİM BAKANI ÇIKMADI' Sultan Abdülmecid döneminde Darül-Muallim (öğretmen okulları), Tanzimat döneminde modern eğitim kurumları açıldı. Şimdi böyle bir eğitim geçmişi olan memlekette, Cumhuriyet Maarifi'nin çok büyük sorunları var. Çözümün odak noktası keşfetmektir. Memleketin en büyük Maarif Nazırı Mustafa Necati Bey ve ondan sonra Hasan Ali Yücel'dir. Üçüncüsünü bulmakta çok zorlanıyorum. Türkiye Cumhuriyeti'nin maalesef ki üç tane büyük maarif vekili yok. Bu gidişle, pek olacağa da benzemiyor. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığı, çok has bir iş ve çok has adamlar ortaya çıkması gerekir. 'BENİM İMLAMI ÖĞRETMENİM KULAĞIMI ÇEKEREK DÜZELTTİ' 'Bize Kürtçe öğretmek için dayak atıyorlardı' diyorlar. Bizim de doğru Türkçe yazmamız için öğretmenlerimiz kulağımızı çekiyordu. Şikayet etmiyorum hatta eline sağlık diyorum. Benim Türkçe imlamı herhalde annem Şefika Karasel Ortaylı düzeltecek değildi. Öğretmenim Şefika Gülöksüz kulağımı çekerek düzeltti. Türkiye'nin faşizmle millete Türkçe öğrettiği yok.