Yaşam belirtisi gösteren sentetik kristal
ABD’den bilim dünyasında büyük heyecan uyandıran bir haber geldi. Araştırmacılar, ışığa maruz kaldığında tepki veren ve kimyasallarla beslendiklerinde hareket eden kristallere dönüşen, ‘cansız’ parçacıklar keşfetti.Araştırmada yer alan New York Üniversitesi’nden (NYU) biofizik uzmanı Jérémie Palacci, “Parçacıklar canlı ile cansız olmak arasında belirsiz bir sınırda” ifadesini kullandı.Science dergisinde yayımlanan araştırmaya göre, Palacci ve meslektaşı Paul Chaikin, ‘doğru kimyasal şartlar altında canlı kristaller haline dönüşen parçacıklar’ geliştirmeyi başardı. ‘Toplu davranış’ üzerinde çalışan araştırmacılar, balık ve kuş sürüleri yerine ‘kontrol edilebilen parçacık’ üretmenin deney ve gözlemleri için daha kolay olduğunu belirtti.Wired dergisinin haberine göre, sentetik kristalleri oluşturan her bir parçacık, mikroskobik bir hematit kübünden oluşuyor. Demir ve oksijenden oluşan hematit, bir tarafı açık bırakılan küre şeklinde kılıfın içine kondu.Mavi ışığın belli dalgaları arasında, hematit elektrik üretmeye başladı. Parçacıklar daha sonra mavi ışık altında hidrojen peroksite maruz bırakılınca, hematitin açık olan kısmı etrafında kimyasal reaksiyonlar başladı.Kimyasal tepkime sonucunda hidrojen peroksit çözülüyor ve kimyasal gradyanlar oluşuyor. Parçacıklar gradyanlar üzerinde ilerleyerek kristali oluşturuyor. Oluşan kristalde gradyanlar üzerinde hareket ediyor.Işık olan ortamda, parçacıklara uygulanan veya maruz kaldıkları her türlü kuvvet dağılmalarına yol açıyor. Ancak parçacıklar her defasında bir araya geliyor. Bu döngü, sadece ışıklar kesildiğinde sona eriyor.BİRÇOK SIR ÇÖZÜLECEK
Bilim insanları, sentetik kristal deneyleriyle, karmaşık toplu davranışları, bireysel özelliklerden bağımsız olarak incelemeyi amaçlıyor. İleride, molekül seviyesinde kendi kendini bir araya getiren yapıların da geliştirilebileceğine değinen araştırmacılar, ‘hayatın orijini hakkındaki soruların akla gelmesinin kaçınılmaz olduğunu’ ifade ediyor.Palacci, “Yaptığımız deneyle, basit, sentetik aktif bir yapı geliştirdik ve bu yapıyla canlı sistemlerin özelliklerini ortaya koyduk… Bu deneyde gözlemlenen sistemin canlı olduğunu söyleyemem. Ama deneyin canlı olmak ve olmamak arasındaki limitin bir nevi tercihe bağlı olduğunu gösterdiğini söyleyebilirim” dedi.Chaikin ise ‘deneydeki yaşamı tanımlamanın zor olduğunu ancak bir metabolizmaya, hareketliliğe ve kendini kopyalama özelliklerini gösterdiğini’ belirtti. ABD’li araştırmacı, yaptığı ilk deneylede geliştirdiği kritallerin ilk iki özelliğe sahip olduğunu ancak kendini kopyalama özelliğinin en son deneylerde elde edildiğini söyledi.Bazı bilim insanları, yaşamı oluşturan yapı taşlarının milyonlarca yıl sonunda kendini kopyalama özelliğini elde ettiğini düşünüyor. Bu özelliğin, yapı taşlarının gerekli formasyonlara girmesiyle ortaya çıktığına inanılıyor.Araştırmacılar, kopyalama sürecine müdahale edilmesiyle mutasyonların, yani doğal seleksiyon ve evrim için gerekli şartların elde edilebileceğini düşünüyor. Chaikin, milyarlarca yıl öncesine uzanan ilk kimyasal döngülerin nasıl olduğunu tahmin etmemenin neredeyse imkansız olduğunu söylese de, “Çalışmalara devam ediyoruz, şimdiki amacımız daha hareketli bir sistem yaratmak” dedi.